Türkiye’de liberal değerlerin ekonomik işleyişe hâkim olduktan sonra konum ve saygınlık bakımından en fazla yıpranan kesimlerden biri de memurlar olmuştur. Özellikle toplum nazarında manevi itibarı her geçen gün aşındırılmakta ve gün geçtikçe maddi açıdan geriye doğru itilmektedir. Türk tarihi bir bütünlük içinde incelendiğinde devlet ile millet arasında köprü konumunda olan tabakanın yani bugünün tabiriyle memurların, huzur ve güven içinde çalıştırıldığında, devletin işleyişinin sıhhatli olduğu bir hakikat olarak tespit edilecektir. Memurun huzur ve güven içinde hizmet üreteceği zemini oluşturmaktan birinci derecede sorumlu olan devleti idare eden hükümetlerdir. Siyasi irade tarihten günümüze uzanan yönetim iradesinin gelişimini temin ederek, devletin vatandaşla muhatap olan görünen yüzü memurların, maddi ve manevi haklarının korunması ve genişletilmesinin millet namına atılması gereken bir adım olduğunu görmelidir.
Netice itibariyle memurun durumunda, devletin işleyişindeki hassas rolü dikkate alınarak yapılacak maddi ve manevi düzenlemelerle iyileştirilmeye gidilmesi tarihten gelen medeniyet tasavvurumuzun bir zorunluluğudur. Bu kapsamda atılması gereken adımları devleti yönetenlerin liberalizmin ilkeleri doğrultusunda ekonomik maliyet olarak görmesi ve dolayısıyla uzak durmasının doğuracağı sosyal maliyetin faturası çok ağır olacaktır. Bu olumsuzluklarla devletin ve milletin muhatap olmaması adına memurun maddi ve manevi olarak toplumsal konumu noktasında, siyasal ve sivil toplumun tarihi bir derinliği olan bakış açısı ile geleceği kuşatan bir adım atması artık ihmal edilemez bir sorun haline gelmiştir.
MUSTAFA GÜÇLÜ
ANADOLU-SEN KONFEDERASYONU
GENEL BAŞKANI
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 999798
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.